Yumuşak g okunur mu?

Yumuşak g okunur mu ya da yumuşak g nasıl okunur gibi sorulara cevap arıyorsanız hoş geldiniz, lafı fazla uzatmadan konuya gireyim ve sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Yumuşak g hem yazılır hem de okunur. Bir takım diksiyoncular tiyatro salonlarında ve TV stüdyolarında estetik kaygılarla yumuşak g’nin okunmadığı kuralını icat etmişler efendim. Bunun yanlışlığı o kadar açık ki bu konuda söz söylemek bana abes geliyor, yine de, ana dilini seven ve savunma gereği hisseden bir Türk olarak belirtmeliyim ki, bu sözde “kural” doğru değil.

Şimdi bu yazıyı neden yazma gereği hissettiğimden başlayarak konuyu açıklayayım. Önceki gün, çocukların Türkçe becerileri gelişsin diye TRT Çocuk açmam, 40 yıllık adımdaki bir sesi yitirmeme neden oldu! Evet, meğer benim adım Ertuğrul değil, Ertuurul‘muş. Doğduğumdan beri adımı hep yanlış telaffuz etmişler, ben de kendi adımı hiç doğru söyleyememişim. Bunu öğrenmek 2023 yılında nasip oldu! :)

TRT’de yayınlanan bu videoda öğretilene göre yumuşak g yazılır ama okunmazmış. Yumuşak g, önceki sesin uzatılmasına sebep olurmuş, ama bazı istisnalar varmış. Bazen önceki ses değil, sonraki ses uzatılırmış, “değil” sözcüğü bu istisnalardan biriymiş (yani “deiil” diye okunurmuş).

Bu konudaki başka bir video NTV’de yayınlanmış:

Bu videoda öğretilene göre ise, “yağış” “yaaış” diye, “ağaç” “aaç” diye, “kağıt” “kaat” diye (videoda “kaaıt” yazıp “kaat” okuyor), “sağır” “saaır” diye, “sokağın” “sokaaın” diye okunuyormuş. Bunlar hep a, e, o gibi ünlülerle ilgili olanlarmış videoya göre (halbuki burada i ile bir örnek yok). “E” ve “i”den oluşan sözcüklerde durum değişiyormuş, yumuşak “g” yerinde “y” varmış gibi söylüyormuşuz (ciddiyim)!

  • beğeni -> beyeni
  • eğer -> eyer
  • değer -> deyer
  • eğitim -> eyitim
  • değişim -> deyişim

diye okunurmuş!

  • değil mi -> deyil mi ya da diyil mi

diye okunurmuş!

Belki dikkatinizi çekmiştir, ilk videoda “değil” sözcüğü “deiil” diye okunurken, ikinci videoya göre “deyil” ya da “diyil” diye okunuyor. Herhalde diksiyoncular daha kendi aralarında bile bu yeni icat ettikleri kuralda anlaşabilmiş değiller. :)

Bu “kural” (?!) herhalde yeni çıkmış olsa gerek ki, Tuğrul, Çağrı gibi isimlerde, Oğuz Kağan gibi destanlarda, “Züğürt Ağa” gibi filmlerde, “Küçük Ağa” gibi dizilerde, “sen ağlama“, “ağladıkça“, “eğri eğri, doğru doğru, eğri büğrü ama yine de doğru” gibi şarkılarda, “bağa girmiş bağ budanmış” gibi türkülerde, “sen böyle yürürken tuğla sancakla” gibi marşlarda, “bir değirmendir bu dünya, her şey öğütülür burada” gibi mısralarda, “Ey Oğul!” gibi öğütlerde bu sesi içeren sözler hep yanlış söylenmiş, yanlış okunmuş!

Sevgili ilkokul öğretmenim de -ki kendisi çok bilgili, özenli ve ehil bir hocaydı- demek bana ana dilimi nasıl yazıp okuyacağımı yanlış öğretmiş!

Öz Türkçe deyişlerin yaşlıların dillerinde olduğu, Ertuğrul Gazi yurdu Söğüt‘ün bir köyündenim. Ne köyümde, ne de yetiştiğim İstanbul’da demek ki tanıdığım hiç kimse ana dilini doğru düzgün konuşamıyormuş!

Türkçe’yi diksiyonculardan korumak…

Korkum odur ki TRT videosunu izleyen çocuklar herhalde artık bu sesi çıkarmakla uğraşmadan önceki/sonraki ses neyse onu uzatıp geçeceklerdir. NTV videosunu izleyenler ise “eğer” yerine “eyer” demeye başlamış olabilirler. İlkokul öğretmenime görünmeseler iyi olur. :)

İşimiz bu videoları hazırlayan diksiyonculara ve onları yayınlayan yetkililere kalırsa binlerce yıllık Türk kültürünün bir parçası olmuş, hayatın en içinden sözlerine yerleşmiş bu sesi zaman içinde yitirip gidecek, eğer ile eyeri, değiş ile deyişi ayırt edemeyecek hale düşeceğiz gibi görünüyor.

Ağanın aaa, bağın baa, dağın daa, ın aa olduğu yeni bir çaaa merhaba diyebiliriz bu durumda. :)

Kendi ana dilimize bu kötülüğü ancak biz yapabilirdik.

İşin doğrusu

Sevgili arkadaşlar, dostlar, kardeşler, gelin ben size kestirmeden doğrusunu söyleyeyim:

Türkçe’de yumuşak g yazılır ve okunur. Bu videolarda anlatılanlar düpedüz yanlıştır.

Çocuklarınıza atalarınızın binlerce yıldır konuştuğu doğru Türkçe’yi öğretin, stüdyolarda ve tiyatro salonlarında muhtemelen estetik ve pratik saiklerle uydurulan, kimin ne amaçla koyduğu, ne idüğü belirsiz kuralları değil.

Tanrı Türkçe’yi korusun.

Sevgilerimle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir