debian’ı kurduk. Gnome masaüstünün sade ve huzurlu ortamına kavuştuk. Sistemimizde özgür olmayan hiçbir yazılım bulunmaması içimizi rahatlatıyor (sırf bu sebepten dün gece de daha iyi bir uyku çekmiştik). Dışarıda yağmur ve masamızda bir bardak sıcak kahve var. Şimdi arkadaki şu sessizliğe usulca dokunmak iyi bir fikir olabilir.
Spotify’ın bir Linux sürümü var ve hatta bir debian paketi olarak sunuluyor. Tek seçenek bu değil ama… Spotify’ı bilgisayara herhangi bir ek yazılım kurmadan, Firefox ile, kendi web playerı üzerinden dinlemek de mümkün.
Ben debian’ın altın kuralına, “don’t break debian” öğüdüne mümkünse uygun hareket etmeyi tercih ediyorum. Bir işi yapmanın bir “debian yolu” (debian way) var ise, basitçe, o yoldan gidiyorum. Örneğin Spotify web player işimi görüyor ise (görüyor), desteklenmeyen ve debian denetiminden geçmemiş bir yazılımı bilgisayarıma kurmama bence gerek yok.
Web tarayıcı üzerinden kullanabildiğimiz yazılımların sayısı ne kadar arttı… Ofis yazılımlarını da, müzik oynatıcıyı da tarayıcı içinden kullanabiliyoruz. Hatta müziği bile yerel olarak saklamıyor, akışı dinliyoruz. Linux (ve Mac) kullanmayı kolaylaştıran sebepler bunlar… Geçmişe göre artık daha kolay.
Bu yazıyı yazarken “Deep Focus” çalma listesi açıktı.
Avukat, yazılım geliştirici. Amerika’da yaşıyor.